2 Haziran 2016 Perşembe

Recep Tayyip ERDOĞAN


Recep Tayyip ERDOĞAN


Belgesel


Recep Tayyip Erdoğan 26 Şubat 1954 yılında 

doğdu. 

Babası Ahmet Erdoğan, annesi 

Tenzile Erdoğan.




1960 yılında Kasımpaşa’daki Piyalepaşa 

İlkokulu’na başladı. Henüz ilkokul 

yıllarında 

iken okul harçlığını temin etmek için 

su ve simit sattı.








Kitapların dışında da bir hayat vardı ve 


o hayatı erken yaşta öğrendi. 1965 

yılında ilkokuldan mezun oldu






1966 yılında şehrin tek imam-hatip 


lisesi olan, İstanbul İmam-Hatip 

Lisesi’ni yatılı olarak kazandı.







Erok Spor Kulübü’nde başladığı futbol 


hayatına amatör ligde Camialtı Spor 

Kulübünde devam etti.







Lise döneminde şiir okuma 


yarışmalarından, liseler arası 

münazaralara, kompozisyon yarışmaları 

ve atletizmden, futbol turnuvalarına 

kadar pek çok sportif, sosyal ve 

kültürel etkinliğe katıldı.






Milli Türk Talebe Birliği’nde çeşitli 


aktif görevler aldı. Bitmeyen enerjisi 

ile göz doldurdu, örnek oldu.




1973 yılında İmam-Hatip Lisesi’nden 


mezun oldu. İmam Hatip mezunu 

olması nedeniyle pekçok üniversitenin 

kapısı kendisine kapalıydı. Bu engeli 

aşmak için fark derslerini vererek, 

Eyüp Lisesi’nden de diploma aldı.







Marmara Üniversitesi İktisadî ve T

icarî Bilimler Fakültesi’ne girdi. 

Üniversite ile birlikte öğrenim 

hayatı bir üst lige çıkarken, futbol 

hayatında da aynı sıçramayı yaparak 

İETT Spor Kulübü’ne transfer oldu.

1976 yılında Milli Selamet Partisi 

Beyoğlu İlçe Gençlik Kolu Başkanlığı’na 

ve aynı yıl MSP İstanbul İl Gençlik 

Kolları Başkanlığı’na seçildi.

Eğitim, siyaset, ticaret ve sosyal 

hayattaki erken yaşta gelen başarılarını 

evlilikle taçlandırdı.

Evliliğin birinci yılında, 1979’da ilk oğlu 

Ahmet Burak Erdoğan dünyaya geldi.




Kişisel kariyerinin yükselişe geçtiği 

ama memleketin dibe doğru gittiği bir 

dönemdi. Ve korkulan oldu. 

12 Eylül 1980 darbesiyle her şey alt üst oldu.

Erdoğan, darbe sonrası siyasetteki 

görevlerini bırakmak zorunda kaldı. 

Siyasete ara verirken, 16 senelik futbol 

hayatına da nokta koydu.

1981 yılında 2. oğlu Necmettin Bilal Erdoğan doğdu.

1981 yılında Marmara Üniversitesi’nden 

mezun olan Erdoğan, özel sektörde 

yöneticilik yapmaya başladı.

1982 yılında askere gitti. Yedek subay eğitimini Tuzla’da yaptı. İstanbul Hasdal’da 77. piyade alayında askerliğini tamamladı.

Askerlik sonrası özel sektördeki 

çalışmalarına devam eden Erdoğan, 

1983 yılında kurulan 

Refah Partisi ile siyasete geri döndü.

Aynı yıl ilk kızı Esra Erdoğan dünyaya gözlerini açtı. Havada yeni bir başlangıcın ümidi belirdi.

1984 yılında Refah Partisi 

Beyoğlu İlçe Başkanı, 1985 yılında 

ise Refah Partisi İstanbul 

İl Başkanı ve MKYK üyesi oldu.

Aynı yıl kızı Sümeyye Erdoğan dünyaya geldi.

İstanbul İl Başkanlığı görevi 

esnasında siyasi partiler için 

model olacak yeni bir örgütsel yapı geliştirdi.

Sevinçler arka arkaya geldiği gibi, 

hüzünler de arka arkaya geliyordu. 

Ve o hüzünlerin en acılarından biri 

1988 yılında yaşandı. Babası Ahmet 

Erdoğan dünya hayatına veda etti.

1989’da Beyoğlu Belediye Başkanlığı’na 

aday oldu. Partisi adına rekor oy 

almasına rağmen şaibeli sandık 

sonuçlarıyla seçimi kaybetti.

1991 yılında İstanbul’dan milletvekili 

adayı oldu ve kazandı. Ancak 

tercihli oy sistemi nedeniyle mazbatası 

geri alınan Erdoğan, 

milletvekilliğinden ayrıldı.

27 Mart 1994 yerel seçimlerinde 

İstanbul Büyükşehir Belediye 

Başkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan, 

40 yaşında Türkiye’nin en 

büyük şehrini yönetmeye başladı.

Başta çöp, su ve hava kirliliği gibi 

yüzlerce sorunla yaşanması 

imkânsız hale gelen İstanbul’un 

problemlerini kısa sürede çözdü.

Erdoğan, yaptığı hizmetlerle 

İstanbul halkının gözünde 

gerçek bir kahramana dönüştü.

12 Aralık 1997’de Siirt’te okuduğu 

şiirden dolayı hapis cezasına 

mahkûm edildi ve İstanbul 

Büyükşehir Belediye Başkanlığı 

görevine son verildi.

24 Mart 1999’da Kırklareli’nin 

Pınarhisar İlçesi Cezaevine giderken, 

arkasındaki binlerce kişiden 

oluşan konvoyun sessiz çığlığı tüm 

Türkiye’de yankılandı. O çığlık 

“bu şarkı burada bitmez” diyordu.

24 Temmuz 1999 tarihinde 

cezaevinden çıktı. Erdemliler 

Hareketi olarak arkadaşları ile 

başlattığı siyasi oluşum, 

14 Ağustos 2001’de 

Ak Parti olarak tescillendi.

“Ak Parti Milletin kendisidir” 

diyerek arkadaşlarıyla birlikte 

tüm Anadolu’da Ak yürüyüşlere 

başladı. Gittiği her ilde coşkuyla 

karşılandı, her yerde bayram 

havası yaşandı.

3 Kasım 2002 erken seçim kararı 

öncesi, Türkiye’nin en güçlü 

partisinin genel başkanı olan Erdoğan’ın, 

bir son dakika kararıyla, 

seçime girmesi yasaklandı.

Karar sonrası yaptığı konuşmasında, 

“Bu benim şahsi hikâyem 

olmaktan çıkmıştır. Artık bu hikaye 

milletimizin hak arama mücadelesidir.” diyerek milletin yüreğindeki koru alevlendirdi.

3 Kasım 2002’de Ak Parti 

“Anadolu ihtilali” yaparak tek 

başına iktidar oldu.

Erdoğan, 9 Mart 2003’te Siirt 

milletvekili yenileme seçimine 

katıldı ve oyların % 85’ini alarak meclise girdi.

Recep Tayyip Erdoğan, 15 Mart 

2003’te, 49 yaşında, 59.hükümetin 

başbakanı olarak görevi 

Abdullah Gül’den devraldı.

Ak Parti iktidarı ile birlikte 

Türkiye kendi gücünü ve gerçeğini kavradı. 

Her alanda yaşanan gelişme, 

Yeni Türkiye’nin aydınlık geleceğine 

dair inancı güçlendirdi.

2004 yerel seçimleri bu inancın tescili

 gibiydi. Ak Parti yeni bir zafer daha kazandı.

3 Ekim 2005 tarihinden itibaren AB ile 

tam üyelik müzakerelerinin başlamasını sağladı.

İhracat rekorlar kırdı. Türk lirasından 

6 sıfır atıldı. Enflasyon ve faizler 

tek haneye düştü. IMF’ye borcumuz kalmadı. 

Kişi başı milli gelir 10 bin doları geçti. 

Zarar eden devlet bankaları kar eder hale geldi.

Türkiye’yi karış karış gezdi. 

5 kıtada 93 ülkeye 309 kez giderek 

Türkiye’nin sesini dört bir yana duyurdu. 

Bayrağımızı gururla dalgalandırdı.

Recep Tayyip Erdoğan, yolunda 

kararlılıkla yürümeye devam ederken, 

önüne yeni engeller çıkmaya devam etti.

“Durmak yok, yola devam” diyerek 

tekrar milletin sinesine döndü.

21 Ekim 2007’de Cumhurbaşkanı’nı milletin seçmesi için halkoylamasına gitti. Ve yine milletin dediği oldu.

İstikrar ve güven üzerine kurduğu

 Yeni Türkiye’nin sorunlarını bir 

bir çözmeye devam etti. Yıllardır 

çözülemeyen ve adeta kangrene 

dönen sorunlara korkmadan neşteri vurdu.

Başta başörtüsü özgürlüğü olmak üzere, 

demokratik kazanımlardan rahatsız 

olan vesayet odakları harekete geçti 

ve Ak Parti’ye kapatma davası açtı.

Zorluklar karşısında hak bildiği 

yolda zerre kıpırdamadı, geri 

adım atmadı. İradenin en sağlam 

halini herkese gösterdi.

29 Ocak 2009 Davos’ta 

söylenen one minute Türkiye’nin 

vicdanının, adaletinin 

büyüklüğünün tüm dünyada yankılanmasıydı.

29 Mart 2009 Yerel Seçimleri’nden

 ve 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan 

Anayasa değişiklerine ilişkin

 halkoylamasından da zaferle çıkan

 Erdoğan, Türkiye’nin yönünü yeni 

ufuklara doğru çevirdi.

12 Haziran 2011’de yapılan genel 

seçime, 2023 hedefiyle giren 

Erdoğan, oyların yüzde 49,8’ini 

alarak her iki kişiden birinin tercihi oldu.

Türkiye’nin dünyadaki 

saygınlığının zirveye çıktığı bu 

dönemde, Başbakan Erdoğan

 da artık büyük bir dünya lideriydi.

Fakat O yine tevazuyla yolculuğuna 

devam etti. 7 Ekim 2011’de annesi 

Tenzile hanım, fani hayatı, ebedi 

hayata bağlayarak ölümsüzlüğe 

yol aldığında, Erdoğan 

“anne” diye ağladı.

Nitekim Yeni Türkiye’nin 

Yolculuğunu akamete uğratmak 

isteyenlerin niyeti, 7 Şubat 2012 

MİT kriziyle ilk sinyalini verdi.

2013 yılında yaşayan gezi 

olayları, 17 ve 25 Aralık darbe 

teşebbüsleri, Erdoğan’ın 

liderliğinde 30 Mart 2014 

Yerel Seçimleriyle bertaraf edildi.

Recep Tayyip ERDOĞAN’ın 

hayat öyküsüyle, yaptığı eserler

 iç içe geçti. Bu yüzden sadece 

kendi hikayesinin değil, aynı 

zamanda Türkiye’nin kahramanı oldu.

O, Yeni Türkiye’yi adım adım 

inşa etti. Gerçek bir destan yazdı. 

O destan 12 yıldır tüm 

dünyada hayranlıkla izleniyor.

Türkiye’nin önüne büyük ve 

gerçek hedefler koyan, bu 

hedeflere ulaşmak için 

korkmadan yürüyen bir lider oldu.

O, yüreği ve değerleriyle

 muhafazakâr, iradesi ve 

icraatlarıyla devrimci.

 O milletine hizmetkâr,

 sessiz devrimlerin kaptanı, 

değişimin lideri. Demokrat reformcu…



Kaynak:Türkiye Gururu Erdogan/ hakkımda

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Paylaşımlar hakkında yorum yazmayı unutmayın.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı