14 Temmuz 2014 Pazartesi
İSRAİL DEVLETİNİ KİMLER NASIL KURDU?
Siyonizmin Filistin'deki İlk Adımı: İngiliz Mandası
İngiltere ve ABD, Osmanlı Devleti'nin çökmeye başladığı
yıllarda İsrail Devleti'nin kurulması yolundaki çalışmalarını hızlandırdılar.
Yahudilerin Filistin'e yerleşmeleri işini İngiltere üstlendi:
"Filistin'i elinde bulunduran İngiltere, çeşitli
siyasal düşüncelerle bağımsız bir Yahudi Devleti'nin kurulmasını
üstüne aldı."
(Meydan Larousse, cilt 4, sf.670)
Filistin'e yerleşen İngiltere'nin ilk işi, buraya yapılan
Yahudi göçünün devamını sağlamak oldu.
"Filistin'deki İngiliz yönetimi, 1920 ile 1936 arasında
Filistin'e 290 bin Yahudinin göçüne resmen müsaade etmiştir." (Survey
International Affairs 1936, sf.706)
I. Dünya Savaşı'nın sonucunda 60-80 bin kadar olan Yahudi
nüfusu, 1929'da 170.000'e çıkmıştı ki, bu, toplam nüfusun %17'si demekti.
Halbuki 1923'te Yahudiler tüm nüfusun %11'ini oluşturuyorlardı. Daha sonraları
da İngiliz yönetiminin sağladığı kolaylıklarla, göç hızlanarak devam etti.
"1936'da Yahudi nüfusunun miktarı 400 bine çıkarak
nüfusun %31'ini oluşturacaktır." (Palestine and the Arap-Israeli Conflict,
cilt 1, Michael J. Cohen, sf. 289)
İngiltere'nin desteği bu kadarla da kalmamış, manda yönetimi
sırasında kurulan Siyonist terör örgütlerindeki militanların eğitimini de
üstlenmişti.
"Haganah'a karşı İngiliz manda yönetimi daima büyük
hoşgörü göstermiştir. Hatta Filistin'deki İngiliz subayları, Haganah
askerlerinin eğitiminde görev almışlardır. Bu subayların en ünlüsü ise, ateşli
bir Siyonist olan Yüzbaşı Orde Wingate'dir." (The Course of Modern Jewish
History, Howard Sachar, sf.389)
İngiliz ordusunun, Siyonistlerin silahlı eğitimine esas
ağırlık verdiği dönem II. Dünya Savaşı yılları oldu. İngilizler, bölgenin
hiçbir dış tehlikeye maruz kalmadığı bir dönemde, savaşı bahane ederek Siyonist
militanları orduya aldı ve bunlar için özel gruplar kurarak eğitim verdi.
"İngiliz ordusunda dağınık bir şekilde hizmet eden 30
bin kadar Filistin Yahudisinin ayrı bir tugay haline getirilmesi, 1944
Eylülü'nde olmuştur." (Keesing's Contemporaray Archives, 1943-1946, sf.
6750)
Böylece Siyonistler, savaş tecrübesi kazanmış ve kurulacak
İsrail Devleti için kaçınılmaz gözüken Arap-İsrail Savaşı'na hazırlanmıştı.
Manda yönetimi, eğittiği Siyonist militanların silah temin
etmesi için de çeşitli kolaylıklar sağlamıştı.
Filistin'de, İngiliz mandası döneminde buraya yapılan Yahudi
göçü için kolaylıklar sağlanmış ve Yahudi yerleşim bölgelerinde büyüme
gözlenmiştir.Filistin'de bir Yahudi Devleti oluşturmak için hazırlanan İngiliz mandası,
aynı zamanda Siyonist terör örgütü Haganah militanlarını da eğitiyordu.
"Yahudiler Amerika'dan makineli tüfek ve havan topu
gibi silahların üretimi için aldıkları torna ve makine parçalarını sandıklara
yerleştirip İngiliz gümrüklerine getirdiler. Sandıklar İngiliz gümrüğünden
güçlük çekmeksizin geçti." (O Jerusalem, Dominique La pierre-Larry
Collins, sf. 96)
Ancak Siyonist terör örgütleri sonunda İngiltere'yi de
vurdu. 1940'ların ikinci yarısından itibaren Siyonist teröristler İngiliz
hedeflerine saldırmaya başladılar. İngiltere bu karmaşayı daha fazla
üstlenemedi ve Filistin'den çekildi.
Üç Büyükler İsrail İçin Birarada
"Bu silah ve cephane hırsızlığında İngiliz askerleri de
Siyonistlere yardımcı olmuşlardır." (The Middle East in the War, George Kirk,
sf.229)
II. Dünya Savaşı sonunda (4-11 Şubat 1945) üç galip ülkenin
liderleri Yalta'da biraraya geldiler. Toplantının gündem maddelerinden birisi
de İsrail'in kurulmasıydı.
"Kırım'daki küçük Yalta şehrinde, üç büyükler savaş
sonrasının dünya haritasını çizdiler. Burada Franklin Roosevelt, Winston
Churchill, Joseph Stalin arasında geçen ve konusu da Filistin'den başka hiçbir
şey olmayan özel bir konuşmanın ayrıntıları anlatılıyordu. Konuşma sırasında
Stalin, çok sinirli bir havayla Churchill'e dönerek, Filistin Araplarıyla
Yahudi sorununun tek çözüm yolu olduğunu söyler: Stalin'in öngördüğü çözüm yolu
bir Yahudi Devleti'nin kurulmasıydı." (O Jerusalem, Dominique
Lapierre-Larry Collins, sf.68-69)
Yahudi lobileri ve localar sayesinde dünyanın bütün önemli
güçlerini İsrail Devleti'nin kurulması için kullanan Siyonistler, gerçekten de
İsrail'i Herzl'in I. Siyonist Kongre'de söylediği gibi 50 yıl içinde kurdular.
Sayısız entrikanın sonucunda kurulan bu devlet, Ortadoğu'ya beraberinde yeni
entrikalar, kan ve ölüm getirdi...
İsrail Devleti İçin Amerikan Desteği
Arap toprakları üzerinde bir Yahudi Devleti kurabilmek için,
Filistin'deki Siyonist terör örgütü Haganah'ın Başkanı Yigael Yadin
önderliğindeki Siyonistler bir plan yaptılar. "Dalet" ya da "D
Planı" diye bilinen bu plan, İngiltere'nin Filistin'den çekilmesi
sırasında doğacak otorite boşluğundan, bir terör hareketi ile faydalanmayı
amaçlıyordu.
"Haganah'ın stratejisi bu plana göre düzenlenmişti.
İngiliz birliklerinin ayrılmasından sonra, kısa sürecek bir boşluk döneminin
olacağı hesaba katılıyor, bu dönemde tüm Siyonist grupların düzenli bir
harekete kadar silahlanması isteniyordu. Ama bu ilk hedefin gerçekleşmesi,
Haganah'ın ABD'den o zamana kadar gerekli insan ve araç-gereci yollamasıyla
mümkündü." (O Jerusalem, Dominique Lapierre-Larry Collins, sf. 87)
Elizer Kaplan, terör örgütü Haganah'a Avrupa ve Amerika'dan
gelen yardımları yönlendirmekle görevliydi.
Bu noktada Siyonistlerin kuracakları devlete hem maddi, hem
de siyasi destek sağlayacak büyük bir güce ihtiyaçları vardı.
"3 milyondan fazla Yahudinin yaşadığı Amerika, Dünya
Siyonist Teşkilatı'nın en güçlü merkezlerinden biriydi" (Foreign Relations
of the United States, 1939, cilt 1-5, sf.694)
Dünya üzerindeki en etkili güç olan ABD, Siyonist hedefler için
en uygun ülkeydi. İhtiyaç duydukları finansmanı karşılamak üzere Yahudiler, ABD
yönetiminde etkili olan bazı isimleri kendi saflarına çekerek, kaynak olarak
ABD'yi kullanmayı başardılar. Daha sonra İsrail Başbakanlığı yapacak olan Golda
Meir gerekli finansmanı sağlamakla görevlendirildi.
"Golda Meir Chicago'ya geldiğinde, sağlayacağı 25-30
milyon dolarla Filistinli Yahudileri ağır silahlarla donatmayı umuyordu.
Roosevelt'in Maliye Bakanı Henry Morgenthau ve bir grup iş adamı Golda Meir'la
şehirden şehire dolaşmaya koyuldu. Bu turda toplanan 50 milyon dolar, Yahudi
ajansı muhasebecisi Elizer Kaplan'ın sağlamayı umduğunun on katıydı. Bu miktar
Ortadoğu'nun en büyük petrol üreticisi Suudi Arabistan'ın, 1947 yılında bu
yoldan sağladığı toplam parayı da aşıyordu." (O Jerusalem, Dominique
Lapierre-Larry Collins, sf. 202-203 )
Amerika Birleşik Devletleri'nin Maliye Bakanı Yahudi asıllı
Morgenthau'un para toplama işini organize etmesiyle, ABD yönetimi içindeki bazı
kesimler de giderek Yahudi davasının en büyük yardımcısı durumuna geldiler.
"Morgentheau, Amerikan Hazinesi'nin başında iken B'nai
Brith ve Yahudi Refah Dairesi gibi Yahudi organizasyonlarında çalıştı. 1947-50
arası Birleşmiş Yahudi Müracaatı Genel Başkanlığı, 1950-53'te de Fahri
Başkanlığını yaptı. Daha önce örneği görülmemiş büyük bağışların yeni kurulan
İsrail Devleti'ne yardım için kullanılmasını sağladı." (Encylopedia
Judaica, cilt 2, sf.321)
Siyonist" sanayici Rudolph Sonenborn tarafından
yönetilen "Materials for Palestine" (Filistin için Maddi Yardım)
isimli kuruluş, İsrail için ayrılan paraları topluyordu. Bu paralarla ABD ve
Avrupa'da satın alınan silah ve askeri mühimmat gemilere yüklenerek Filistin'e,
Siyonist terör örgütleri Haganah ve Irgun militanlarının kullanması için
gönderildi.
İsrail'e silah alması için mail yardım yapan ABD Maliye
Bakanı Henry Morgenthau, ilk İsrail Devlet Başkanı Chaim Weizmann ile birlikte.
Siyonistlerin ABD'den sağladıkları askeri yardımların çoğu
karşılıksız olmasına rağmen, İsrail'in borçlanarak aldığı yardım da küçük
sayılmazdı. Böylesine büyük bir borca karşılık İsrail'in yeni yardımlara
ihtiyacı olması, zayıf durumdaki Yahudi Devleti'nin geleceğini tehlikeye
sokuyordu. İşte bu sırada Amerikalı General George Marshall, Amerika'nın
müttefiki olan Avrupa devletleri için yardımı amaçlayan bir plan hazırladı.
Marshall Planı, 2 Nisan 1948'de Başkan Truman tarafından imzalanan bir kanunla
kabul edildi. Bu plan 1 Nisan 1948'den, 30 Haziran 1952'ye kadar olan dört yıl
için öngörülmüştü. Avrupa'yı hedef alan Marshall yardımı, aynı zamanda
İsrail'in borçlarının silinmesi ve bundan sonraki ihtiyaçlarının
karşılanabilmesini de öngörüyordu.
İsrail'in kurulması ve devletler arası hukuka göre tanınması
için son bir adımın daha atılması gerekiyordu. Bunu da, Birleşmiş Milletler bünyesinde
özel bir Filistin Komitesi kurulması talebiyle İngiltere başlattı.
İngiltere'nin isteğiyle Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 28 Nisan'da toplandı
ve 19 Mayıs'ta da, "Birleşmiş Milletler Filistin Özel Komitesi"
(UNSCOP)'nin kurulmasına, bu komitenin 11 üyeden oluşmasına ve komitenin
raporunu en geç 1 Eylül'de vermesine karar verildi. Komite'ye, Avustralya,
Kanada, Çekoslavakya, Guatemala, Peru, İsveç, Uruguay, Hindistan ve İran
seçildi. Komite'nin öngördüğü rapor, Siyonistlerin planları doğrultusunda,
Filistin'in bölünmesini ve bir Yahudi Devleti'nin kurulmasını içeriyordu.
Raporun çizdiği sınırlara göre, Arap Devleti'nin yüz ölçümü 4476 milkare olup
Filistin topraklarının %42.88'ini, Yahudi Devleti'nin yüzölçümü ise 5893
milkare olup Filistin topraklarının %56.47'sini oluşturuyordu.
Diğer yandan Harry Solomon Truman, ABD Başkanı olarak bütün
yetkilerini Filistin'de bir Yahudi Devleti'nin kurulması için kullanmaktan
çekinmiyordu.
"Siyonistler, 1948'in Mart Ayı'nda Chaim Weizmann'la
Truman arasında gizli bir görüşme ayarladılar. Weizmann bu görüşmeden sonra
Truman'ın desteğini kazandı. Aynı yıl Mayıs ayında Weizmann Beyaz Saray'a bir
mektup yazarak Filistin'de bağımsız bir Yahudi Devleti kurmaları durumunda
ABD'nin tanıyıp tanımayacağını sordu ve Truman onu destekleyeceğini
belirtti." (The Lobby, Edward Tiwnan, sf.27)
Yeni Yahudi Devleti'ne karşılıksız ekonomik destek
sağlayacak planın sahibi general Marshall, dönemin Yahudi ABD Başkanı Truman
ile.
İngiltere'nin bölgeyi terk etmesiyle Amerikan yönetimi,
Arapların Filistin'i işgal etmesi ve Yahudi Devleti'nin tehlikeye düşmesi
olasılığına karşın tedbirler alma ihtiyacı duydu. Böyle bir durumda tek yol
ABD'nin en kısa zamanda Filistin'e müdahalede bulunmasıydı. Başkan Truman,
Amerikan Anayasasında kongreye dahi başvurmadan asker gönderme yollarını
incelemek için, hukuk işleri danışmanı Ernest Gross'u gizlice görevlendirdi.
Ancak, Filistin Yahudilerine yapılan uluslararası yardım o kadar büyük oldu ki,
ABD'nin müdahalede bulunmasına dahi gerek kalmamıştı:
"Filistin paylaşımının gerçekleştirilmesi için en büyük
çabayı gösteren Birleşik Amerika'ydı. Beyaz Saray, Filistin'in paylaşılmasına
karşı çıkan ya da sadece kararsız kalan ülkeler üzerinde her türlü baskıya
başvurdu. Başkan Truman, BM'deki temsilcisi Büyükelçi Hershel Johnson'u 'Bir
başarısızlığın sonuçlarına şahsen katlanmak istemiyorsa Filistin'in
paylaşılması yönünde Birleşmiş Milletler'den karar çıkarması gerektiğini'
söyleyerek uyardı. Aynı şekilde, Başkan'ın danışmanı olan Yahudi işadamı
Bernard Baruch, Fransa'nın BM'deki temsilci Alexendre Paradi'yi, ülkesinin
paylaştırmaya karşı çıkması halinde Amerikan yardımının kesilmesinin muhtemel
olduğunu söyleyerek tehdit etmekten çekinmemişti. Ancak, İsrail'in kurulmasını
sağlayacak kadar oy sağlanmamıştı. Oturumun başkanı Brezilya delegesi Oswaldo
Aranha Filistin'in paylaşılmasını büyük bir içtenlikle destekliyordu.
Takvimdeki büyük bir rastlantı sonucu (!) BM'deki oylama sırasında 'şükran
gününün tatil olduğunu' söyleyerek oylamayı erteledi. Bu da Siyonistlere 48
saatten fazla zaman kazandırdı. Bu hayati süre boyunca paylaştırmaya karşı olan
ülkeler Liberya, Haiti ve Filipinler, inanılmaz bir baskı ve hatta tehdit
dalgasıyla karşılaşacaklardı." (O Jerusalem, Dominique Lapierre-Larry
Collins, sf.29)
Filistin'de Son Perde: Birleşmiş Milletler, Yahudi
Devleti'nin Kurulmasını Kabul Ediyor
Birleşmiş Milletler'deki bu tehdit ve baskı kampanyası,
Siyonistlerin hedefe ulaşmasında çok önemli bir rol oynadı.
"BM Genel Kurulu'nun 29 Kasım 1947 günü saat 17:35'te
yapılan oylamasında, çoğunluk planı, genel kurulun 181 (II) A sayılı kararı
alarak, 13 red, 10 çekimser oya karşılık 33 oyla kabul edildi." (The
Course of Modern Jewish History, sf.275)
Güvenlik Konseyi'nde taksim planını görüşen 11 üyeli
komiteden sadece ikisinin red oyu kullanması, bu komitenin daha başlangıçta ne
amaçla kurulduğunu gösteriyordu. İsrail'in kurulmasında ABD'nin açık desteğinin
yanında, fanatik bir Yahudi aleyhtarı olan Stalin'in gizli desteği de büyük rol
oynadı. Yalta Konferansı'nda bir Yahudi Devleti'nin ateşli savunucusu olan
Stalin, taksim planını ABD ile birlikte destekledi. Bu, diğer ülkeleri de
etkilemişti.
"Amerika ile Sovyetler'in ortak hareketleri, etkileri
altındaki pek çok ülkenin de aynı şekilde oy kullanmasına neden oldu."
(The Course Modern Jewish History, sf.275)
14 Mayıs günü, Filistin'deki İngiliz manda yönetiminin sona
ermesinden birkaç saat önce, Tel-Aviv'de toplanan Yahudi Milli Konseyi (Vaad
Levmi) yayınladığı deklarasyonda İsrail Devleti'nin kurulduğunu ilan etti.
Bağımsızlığın ilanı ile birlikte David Ben Gurion Başkanlığında 13 üyeli bir
kabine kuruldu. Ben Gurion Savunma Bakanlığını da üzerine almıştı. Moshe Şertok
ise Dış İşleri Bakanı'ydı. Yahudiler bağımsızlık ilan edeceklerini, dönemin
Yahudi Başkanı Truman'a daha önce bildirmişlerdi. Ve tabii ki ABD, İsrail'i
tanımakta hiç vakit kaybetmedi.
"İsrail Devleti'nin bağımsızlık ilanından tam onbir
dakika sonra, Başkan Truman İsrail'i tanıdığını açıklıyordu." (Foreign
Relations of the United States 1948, cilt 5, sf.992)
İsrail Devleti, diğer ülkeler tarafından da kısa süre içinde
tanındı. Ancak daha önce de vurguladığımız gibi, kurulan devletin sınırları
Siyonistler için pek de tatmin edici değildi. Ben Gurion bu konudaki
memnuniyetsizliğini şu şekilde dile getiriyordu:
"Statüko'yu korumak bahis konusu değildir. Biz
genişlemeye yönelik dinamik bir devlet kurmak zorundayız." (Rebirth and
Destiny of Israel, Ben Gurion, sf.419)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)